19 Haziran 2011 Pazar

Zaman Değirmeni

Bugün babaların günü. Varolma sebebimiz Onlar. Bugünü babasıyla kutlayanlar şanslı. Bugünü çocuğuyla kutlayan da şanslı. Hem babası hem çocuğuyla kutlayanlar en şanslıları. Kalplerinden geçenleri babalarının yüzüne bakıp, boynuna sarılıp söyleyebilecekler. Ya kaybedenler... Bugün onlar için hüzünlü bir gün mü. Ben ce hayır. Bu onların bizim varolma sebebimiz olmalarını, bize öğrettiği değerlerin onunla birlikte yok olduğunu, sendelediğimizde, üzüldüğümüzde, kırılıp döküldüğümüzde, yanımızda olmadığını, göstermez ki. Tabi  Can Dündar'ın dediği gibi,
Meğer “babalılar”ın bu şenliği, “babasızlar”ın yarasına tuz ekermiş. İnsanoğlu, evlatlığını da defnediyor babasıyla birlikte…Önce tutamaksız kalmış gibi sendeliyor.Sonra onsuz yürümeyi öğreniyor. Ve ardından özlemin sonsuzluğu başlıyor.Günün birinde herkesin gönülsüz kaydolacağı, mahzun bir yetimler ocağı…"
Zamanı biz yarattık, bir değirmen gibi öğutüyor insanoğlunu. Önce babamızın küçük kızı, sonra kocamızın sevgili eşi, çocuğumuzun annesi derken torunumuzun ninesi oluyoruz. Değirmenin döndükçe, değirmeninin çarkı durmak bilmiyor; dönüyor, dönüyor. Çark döndükçe, elimizdeki anlar birer birer kayboluyor. bir taraftan bugün düne, dün maziye, yarın  bugüne dönüşüp, yeni bir gün karşılıyor bizi, daha ne olduğunu anlayamadan o da dün oluyor. Geride bizim olan bir tek hatıralar kalıyor. Ben henüz bugünü yaşarken babacığımın boynuna sarılıp, sanki son kezmiş gibi onu ne kadar sevdiğimi söyleyebildiğim sarılıp öpebildiğim için çok .....çok şanslıyım....Bu son mu... bunu değirmen biliyor.
Can Dündar'ın bu sene kaybettiği babasının ardından bir ağıta dönüşmüş yazısını okuyunca gözyaşlarımı tutamadım. Cahit Sıtkı'nın satırlarını babasının mezartaşından evrenin her neresindelerse tüm babalara göndermiş,

Öldük ölümden bir şeyler umarak,
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü...
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak....

Bütün babaların Babalar Gününü kutlarım.
 

9 yorum:

  1. Senin yazıya yorum yazmadan önce dönüp Can Dündar' ın yazısını okumak istedim. Ocağın çok eski üyelerinden biri olarak onu öyle iyi hissettim ki. Eski desem de bu kayıpta eski kelimesi anlamını kaybediyor. Hatta her sene yokluğun farkındalığı artarak hissediliyor.
    Senin ve babanın babalar gününü içtenlikle kutluyor, birlikte uzun yıllar diliyorum. Lütfen gününün tadını çıkar. Can Dündar' ın yerinde uyarısını asla gözardı etme.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Senin ve senin nezdinde tüm gönülsüz kaydolunan ocağın bugünkü ve mustakbel üyelerine seslenmek istedim aslında. Evrenin her neresindelerse eminim ışıklar içindedirler ve evrene gönderdiğimiz her ses eminim onlara ulaşıyordur Asumancığım. Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Defne, babanla birlikte uzun yıllar geçirmeni diliyorum. Babamı 2 yıl önce kaybettim, acısı zaman geçtikçe artıyor bende. Can Dündar'ın yazısını okumakta çok duygulandırdı beni. Paylaştığın için teşekkür ederim.
    Didem Yazıcı

    YanıtlaSil
  4. @Didemcim, çok zor kabullenmek, sevdiğimiz birini kaybedince insanın yüreğinde 40 mum yanarmış, her geçen gün biri ama sonuncu hiçbir zaman sönmezmiş. Aslında hiçbirimiz bir gün öleceğimiz gerçeğini kabul etmek istemiyoruz. Geçen gün Doğan Cücenoğlunun bir seminerine gitmiştim. Sordu, kim ölmeyeceğini düşünüyor diye. Ön sıralarda 3 yaşlarında iki çocuk parmak kaldırdı. Eğer ölüm varsa bize düşen kabullenmek ve bize bağışlanan zamanı en mutlu olacak şekilde değerlendirmek. Ben de duygularını içtenlikle paylaştığın için sana teşekkür ediyorum. Sevgiyle kal

    YanıtlaSil
  5. Gözlerim dolu dolu okudum, harika bir yazı. sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Her babalar gününde evde bi durgunluk olur,kızım bişi yapmak istemez bende babamı arayıp o gününü kutlamak istemem..Çok etkili bir yazı olmuş :(

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Güngör, içimden geçenlerdi bunlar. İçtenlikle paylaştım. Teşekkür ederim yorumun için.

    Sevgili Red riding hood, aslında senin hissettiklerini anlayabilmem hiç kolay değil tabii. Ancak, birdaha görememe korkusuyla o günü kutlamak bile çok acı veriyor insana. İnsan bir yeri kesilince nasıl acı çekiyorsa, ruhunun acıması çok daha derin bir sızı yaratıyor. Bedenindeki acı yara iyileşince geçiyor, oysa ruh acısı, hiç iyileşmediği için üstünü geçici mutluluklarla kapatarak acısını dindirmeye çalışıyorsun. Ben bu hissettiklerimi yazmaya çalıştım. Gerçekler ne kadar acı olsada, kelimelere döküldümü, paylaşıldı mı biraz olsun azalıyor sanırım. En azından somutlaştığı için kabul edilir hale gelerek, kabulleniliyor sanırım. Sevgiler se ve kızın için mutluluklar hep sizinle olsun.:))

    YanıtlaSil
  8. Babalarin yeri baskadir. Ne guzel sarilacagin bir baban var. Ben de babamla cok iyi bir arkadas ve sirdasim. Babasinin kaybedenlerin isyanini anlayabiliyorum. Cok zor...
    Didem

    www.didemuzuncaova.blogspot.com

    YanıtlaSil
  9. @ Didemcim, Aslında bu bir paradigma, kim hangi durumda nasıl bir şans! tartışılır, Bu duygu karmaşası üzerine biraz düşündüm ve yazdım. Ben de sana sevgili babacınla mutlu, sağlıklı, uzun upuzun bir yaşam dilerim. Sevgiler

    YanıtlaSil