Teşhisten sonra son iki ayımızı başımıza gelen musibeti ve onu yok etmenin yollarını aramakla geçirmekteyiz. 4.kür sonrası daha bilinçli ve tahmini iyileşme sinyallerini sezdiğimiz bir durumdayız. İlk kür acemiliğimize geldi. Korkunç bir bulantı Mim'i allak bullak etti. İkinci küre başlarken hazırlıklıydık. Araştırma, soruşturma süreci sonrası bulantıyı kesin engelleyen sihirli ilacı bulduk. Ancak ikinci kürde bizi başka bir süpriz musibet bekliyordu. Bulantıyı engellemiştik ama şimdi kasları ve sinirleri esir alan etki Mim'in yürümesini engelledi. İstemsiz kas hareketleri ile el ve ayak parmaklarında kramplara sebep oldu. Yine en acilinden bu musibetten kurtulmanın yolunu bulmak için araştırmalar, soruşturmalar başladı. Ege Üniversitesi Tıp fakültesinden bir doktora tezi imdadımıza yetişti. Kürden iki gün sonra magnezyum ve kalsiyum yüklemesiyle bu sorunun da üstesinden geldik. 3. kürün ardından beklediğimiz süpriz gelmedi. Kısa sürede halsizlikten de kurtularak işine devam etmeye başladı. kan değerleri ve karaciğer fonksiyonları doktoru ziyadesiyle memnun etti. Karşılıklı bir hücum-defans stratejisine girdiler. Sonuç 4.kürde yine süpriz yaratmadı. Şimdi heyecanla 6.kürden sonra yapılacak PET-SCAN sonuçlarını bekliyoruz.
Bu kadar araştırma soruşturma sonrası sizlere özellikle çocuklarınız ve yaşlılarınız için çok önemli olduğu halde pek üstünde durulmayan bir konudan bahsetmek istiyorum.
Çok önemli çünkü ;
Soluduğumuz havada ki RADON gazının ne kadar önemli bir sağlık sorunu yarattığını ben de bilmiyordum. Kimyasal olarak etkisiz olmasına rağmen, doğal olarak ortaya çıkan bir radyoaktif gazdır. Kokusuz ve renksiz olduğu için beş duyumuzla algılayamadığımız bu gaz,
topraktan havaya kolaylıkla sızar ve alfa partikülleri denen iyonlaştırıcı radyasyon yayar. Bu partiküller elektrik yüklüdür ve bizlerin soluduğu havadaki tozlara ve diğer partiküllere yapışır. Bu partiküller solunum yollarımıza yerleşebilir ve bizler farkına varmadan DNA'mıza zarar vererek hücre yapılarının bozulmasına sebep olur. Sonuç olarak, bu müsibet hastalığa kendimizin yada en sevdiğimiz yakınlarımızın yakalanmasına sebep olabilir.
Dikkat çekmek istediğim nokta işte burada çok önemli. Radon seviyesi yapı içinde ve kapalı ortamlarda yüksektir. Özellikle kış aylarında iç-dış hava sıcaklıkları arasındaki farkın en üst seviyeye çıkması sonucu yapılar adeta bir baca gibi çalışarak zemin ve çevresinden yükselen radon gazını yapı içine doğru çekmektedir. Bu gaz şayet uygun yolla boşaltılamaz ise yapı içinde birikerek yoğunlaşmakta ve sağlık üzerindeki olumsuz etkisi artmaktadır. Bu sebeple Dünya Sağlık Örgütü (WHO The World Health Organization) Radon gazının tehlikelerinden korunmak için bulunulan ortamın havalandırılmasının önemine dikkat çekmektedir. Bu konu Avrupa Birliği standartlarında kapalı ortamın doğru havalandırma yapılarak, biriken radon gazının ortamdan atılması belli standartlara ve kontrollere tabidir.
Bizim ülkemizde ise özellikle Kapalı Alışveriş Merkezlerinin (AVM) havalandırılma sistemleri içeride mevcut havanın dışarı verilerek dışarıdan temiz havanın içeri emilimini sağlayan sistemde değil, içerideki havayı dışarı çıkarmadan sürekli döndüren bir sistemde çalışmaktadır.Bu sistem kesinlikle radon gazını temizlememekte, biriken radonun tekrar içeriye verilerek arttırılmasına sebep olmaktadır.
Oysa ben biliyorum ki pek çok anne, çocukları ile bu kapalı AVMlerde oyun salonlarında uzun saatler geçirmektedirler.
Bu konu bu kadar önemliyken neden bu konuda yetkili kişiler konuya dikkat çekmezler, kurumlar çalışmasa bile toplumu bilinçlendirmezler. Bir toplumun 4.gücü Sivil Toplum Örgütlerinin de (gezi programları yapmak yerine) bu tür önemli konularda bireyleri bilinçlendirme görevi yokmudur?
Acı ama benim canımı acıtan büyük bir gerçek bu kadar ortadayken biz nelerle uğraşıyoruz?...
Defne oncelikle çok geçmis olsun diyorum ve acil sifalar diliyorum.
YanıtlaSilBen geçen yil burada bir spor merkezine gittim. Ve klimalardan hasta oldum. Ama açikcasi belki de boyle birseyi atlatmis olabilecegimi simdi yazini okuyunca anladim. Çunku defalarca doktora gittim, çesitli ilaçlar kullandim duzelmem neredeyse 7-8 ayi bulmustu. Çok açiklayici faydali bir yazi olmus, tesekkurler, sevgiler.
Güngörcüğüm, geçmiş olsun. Klimalarda dışarıdan temiz hava almıyor. İçeride biriken havayı soğutuyor yada ısıtıyor. Tabi biriken radon gazı artıyor, klima çalıştığı için cam çerçeve açılmadığından hastalık kaçınılmaz oluyor. Bu kadar önemli bir konuda kesinlikle harekete geçmek, mümkün olduğu kadar bireyleri bilinçlendirmek gerekiyor.Benim elimden gelen ulaşabildiğim kişilere bu konunun önemini aktarabilmek. Sevgiler
YanıtlaSilAVM'lerdeki havalandırma sisteminin bu şekilde çalıştığından haberimiz yoktu.
YanıtlaSilKorkunç bir şey bu...
Tuvaletlerdeki el kurutma cihazlarının da içerideki pis havayı döndürüp ellere geri üflediği havanın sırf mikroptan oluştuğu ve çok tehlikeli olduğunu okumuştum ben de.
Yazıyı ben de son derece faydalı buldum.
Teşekkürler ve sevgiler..
Defne Hanım, eşinizin sağlığının iyiye gitmesine çok sevindim, inşallah yakında daha da güzel haberler verirsiniz bize:) Bu arada radonla ilgili verdiğiniz bilgi için çok teşekkürler, benzer bir sorun plastik yer döşemelerinden çıkan klor gazı için de geçerli, bu yüzden evlerimizi sık sık havalandırmamız lazım...sevgiler.
YanıtlaSilErencim, ben bunu bilmiyordum işte. Klorun çeşme suyuna dezenfektan olarak ilave edildiğini ve zararlı olduğunu biliyordum ama plastik yer döşemelerinin klor gazı çıkardığını bilmiyordum. daha neler var bilmeden maruz kaldığımız. Bilmek önlemeyi arttırır. Hasta olduktan sonra tüh demektense bilgileri paylaşarak arttırmalı. Teşekkürler.
Siltedavi sürecinde herşeyin güzel gitmesini ümit ediyorum, herşey güzel olacak bence :) gazı da ilk defa duydum, bilgilendim, teşekkürler :)
YanıtlaSilsevgili caroline, teşekkürler iyi dileklere. ben de aynı ümidi taşıyorum.Sevgiler
Sil