11 Kasım 2010 Perşembe

Çocukluğumun Beyoğlu

Anılar defterinin sayfalarını açtığımda içimi neşeli bir ürperti sarar. Anılarım da çocukluklaşır adeta. Özellikle her mevsim başlangıçları okulların açılmasından önce sonbahar ve yaz tatili başlamadan yaz alışverişleri bir başka nadide yer tutar benim anılarımda. Bu hikaye Banliyö trenleri ile başlar.Şimdilerde bir tren sesi duyduğumda hissettiklerimi sevgili Orhan veli ne güzel anlatır şiirinde:
TREN SESİ
garibim
ne bir güzel var
avutacak gönlümü
bu şehirde,
ne de tanıdık bir çehre;
bir tren sesi
duymaya göreyim
iki gözüm iki çeşme.
İşte o banliyö treniyle alışveriş öykümüz başlardı bizim.Çocukluğumun Beyoğlu'nda alışveriş yapardık biz.Haydarpaşa-Karaköy vapuru ile karaköy'e gidilir, orada Murat pastanesinde arasında salatalık turşusu olan soslu sosisli sandviç yenir, sonra tünelle Beyoğluna çıkardık.İnci pastanesinin rengarek paskalya yumurtaları, o zamanlar adını zor telaffuz ettiğim Zaharriadis, Goya'nın ayakkabıları, Atalar mağazasının içinde kafesteki maymun canlılığını hala korur anılarımda.

Benim gibi pek çok insanın belleklerindeki eski Beyoğlu şimdilerde Beyoğlu Belediyesi'nin geçen yıl başlattığı “Beyoğlu’nun Belleği” adlı projesiyle bizlerin hayattında iz bırakmış bir dönemin Beyoğlu'ndaki şimdi birçoğu başka amaçlarla kullanılan binaları belirleyerek, cephelerine o binaların tarihiyle ilgili bilgilendirici plaketler çakılıyor. Proje, görkemli kültürel yaşamı ile eski Beyoğlu’nu gözünde canlandırmak isteyenler için İstiklal Caddesi’ni açık bir müze haline getiriyor.
İstanbul’un ilk gece kulüplerinden “Serkldoryan”, Mehmet Akif Ersoy’un son nefesini verdiği “Mısır apartmanı” ve Jön Türkler’in buluşma yeri “Hacopulo pasajı” gibi birçok tarihi bina.

Beyoğlu’nda bugün “Elhamra Han”da İstanbul’un en görkemli sineması “Elhamra Sineması”, Attila İlhan Kültür Merkezi’nin olduğu yerde 1896’da halka açık ilk sinema gösterisinin yapıldığı “Sponeck Birahanesi” bulunuyordu.

Ünlü “Çiçek Pasajı”nın yerinde de İstanbul’un ilk tiyatrolarının sergilendiği tarihi “Naum Tiyatrosu” vardı. Adını işletmecisi Mihail Naum’dan alan tiyatro, tanzimat döneminin önemli tiyatro olaylarına sahne oldu.

1844’te “Theatre de Pera” adıyla açılan tiyatroda sahnelenen ilk yapıt “Lucrezia Borgia” adlı bir opera oldu.

Ahşap yapı, çıkan bir yangın sonucu yanınca tekrar inşa edilerek 1849’da “Theatre Italien Naum” adıyla yeniden açıldı. 1870’te büyük Beyoğlu yangınıyla tamamen yanan tiyatronun yerine o zaman “Hristaki Pasajı” olarak bilinen bugünkü “Çiçek Pasajı” yapıldı.
Cumhuriyet döneminde ise “Çiçek Pasajı”nın girişinde açılan “Degüstasyon Lokantası”, dönemin yazar ve sanatçılarının uğrak yeriydi.

Yahya Kemal, Ahmet Haşim, İbrahim Çallı, Abidin Dino, Burhan Toprak ve Elif Naci gibi sanatçılara bu mekanda çok sık rastlanırdı. Mekan Orhan Veli’nin “Canan ki Degüstasyon’a gelmez, balık pazarına hiç gelmez” dizelerine de konu olmuştu.

Bugün “Darty Mağazası” ve “Robert’s Cafe”nin bulunduğu binada sanatçıların ve yazarların uğrak yerlerinden tarihi “Lebon” ve “Markiz Pastanesi” bulunuyordu.
19. yüzyılın ikinci yarısında açılan ve Fransız “Café” türünün ilk örneği olan “Lebon Pastanesi”, Namık Kemal ve Ziya Paşa’dan başlayarak Servet-i Fünuncular, Fecr-i Aticiler ve daha sonra çağdaş edebiyatçıları ağırlayan başlıca yerdi.
1890’larda “Lebon” karşı köşeye geçti, onun yerinde “Markiz Pastanesi” açıldı. O dönem “Markiz”, Abdülhak Şinasi Hisar, Edip Hakkı Köseoğlu, Celal Sılay ve Ragıp Sarıca gibi yazarların 5 çayına gittikleri, iş konuşmalarını gerçekleştirdikleri bir kulüp gibiydi.

Bugün hala yerinde olan “Rejans Lokantası” da Beyoğlu’nun tarihi mekanları arasında bulunuyor.Bolşevik devriminden kaçıp İstanbul’a gelen general, kont, dük ve baronların birahane, bar ve lokanta açtıkları dönemde açılan “Rejans”, Rus ve Avrupa mutfaklarına ait zengin bir menüye sahipti.
Buraya yalnızca yazarlar değil, dönemin önde gelen siyasetçileri, bürokrat ve gazetecileri de giderlerdi.


Beyoğlu’nun en gözde tarihi mekanlarının başında hiç kuşkusuz “Mısır apartmanı” geliyor.Abbas Halim Paşa’nın isteği üzerine mimar Hovsep Aznavuryan’a kışlık konak olarak yaptırılan binada, ihtişamlı balolar verilir, önemli toplantılar yapılırdı.
Paşanın varisleri tarafından apartmana dönüştürülen binaya, daha sonra Hollywood yıldızı Virginia ile evli olan Hayri İpar ve ailesi yerleşti.
Ünlü şair Mithat Cemal Kuntay da burada hayata veda etti. “Mısır Apartmanı” ayrıca Fuat Şemsi İnan’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün dişçisi Musevi asıllı Sami Günzberg’e de ev sahipliği yaptı. Atatürk’ün de dişçisinin muayenehanesinin burada bulunması dolayısıyla apartmana geldiği biliniyor.

Günümüzde film festivallerinin bir numaralı ev sahibi Beyoğlu, bu özelliğini de geçmişten alıyor. Birçok sinema salonunun bulunduğu İstiklal Caddesi’nde bugün L.C Waikiki Mağazası’nın olduğu binada “Şark Sineması”, Akbank İstiklal Şubesi’nin yerinde “Şık Sineması” ve “Cinema Palace”, ING Bank binasında “Rus-Amerikan Sineması”, Centro Mağazası binasının yerinde “Yıldız Sineması”, şu anda kapalı olan Megavizyon Mağazası’nın yerinde ise “Lale Sineması” vardı.

İstanbul’un en eski gece kulüplerinden “Serkldoryan” diye bilinen “Cercle d’Orient”ın bulunduğu bina da proje kapsamında plaket çakılacak önemli tarihi binalar arasında bulunuyor.

Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nun Belleği’ ’projesi kapsamında bilgilendirme plaketi çakılacak diğer tarihi binalar ise “Anadolu Hanı ve Pasajı”, “Tokatlıyan Oteli”, “Turkuvaz Lokantası”, “Bonmarşe”, “Karlamann Pasajı” ve “Şark Pasajı” diye bilinen Odakule, Apoyevmatini gazetesi ve İstanbul gazetesine ev sahipliği yapan “Suriye Pasajı” Tünel'de Türk edebiyatının önemli kalemlerinden yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1944-1951 arasında bir süre kaldığı “Narmanlı Yurdu” ve Tünel’de 19. yüzyılda İstanbul’a göç eden Sultan Abdülhamid’in özel terzisi Hollandalı Jean Botter tarafından, o dönemin gözde mimarı Raimondo D’Aronco’ya yaptırılan 1890’ların Art Nouveau akımının bir örneği olan “Botter Apartmanı”,
1871’de yapılan Namık Kemal’in İbret gazetesinin de bu basıldığı 13 numaralı dükkanında Ahmet Mithat Efendi matbaasının, 38 numarada Ara Güler’in babası Dacat Güler’in eczanesiin ve Çuhacıyan’ın opera tiyatrosunun bulunduğu ve bir dönem Jön Türkler’in buluşma yeri olan “Hacopulo Pasajı” yer alıyor.

Beyoğlu tarihinin bellekler de yer eden hatıraları bu proje ile merak eden yeni kuşaklara da aktarılacak.

6 yorum:

  1. Çok güzel, umarım hayata geçer. Zira her Beyoğlu'na gidişte o caanım binaların neden daha güzel bir amaçla kullanılıp düzenlenmediğine vahlanırım. Geçen yaz Narmanlı Han'a gittik, restoresi başlamak üzereydi. Bedri Rahmi ve Aliye Berger'e ev sahipliği yapan bu Han İstanbul'a geldiğimde ilk aradığım bina olmuştu. Facebook üyeliğin varsa "eski istanbul fotoğrafları" adıyla bir grup var, çok güzel fotoğraflar ve bilgiler yetkili kişilerce ekleniyor, izlemeni öneririm. Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  2. Çok geç de olsa Beyoğlu Belediyesinin bu restorasyon projesini başlatması harikulade bir girişim.
    Ne kadar güzel bir paylaşım olmuş. Mısır Apartmanı, İnci Pastanesi, Atalar mağazası(eski Atabekler) sinemaların bir çoğu benim yaşantımda da çok özel anlamlar taşıyor.
    Ellerinize sağlık.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. HARİKA BİR BEYOĞLU TURU OLDU, BEN DE NE KADAR ÖZLEDİĞİMİ ANLADIM... TEŞEKKÜRLER DEFNE :)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel resimler olmuş... Özledim şimdi bak...

    YanıtlaSil
  5. Çok keyiflisiniz efendim ...Ama iyi bir blog yazarı, okurunu kayla alıp cevap vermeli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler merhaba sen, hatta izlemeye almalı. Tamam mı efendim? Memnun oldum:))

      Sil