Gezi parkı direnişi sonrasında kelime dağırcığımıza yeni bir terim eklendi. "Y Kuşağı" Biraz araştırınca aslında çok derinlere inen bilimsel bilgilere ve bu terimin benim hayatıma ne kadar geç girdiğinin farkına vardım. Meğerse ben bir Y kuşağı annesiymişim de haberim yokmuş! Ancak hep savunduğum gibi önemli olan bilgiye ulaşmak ve paylaşmak. Paylaşalım ki çoğalsın.
"The Strauss–Howe Generational Theory" olarak literatürlere girmiş bu başarılı teorinin düşünce babaları William Strauss ve Neil Howe, Strauss-Howe Kuşak Teorisini, 1991 yılında yazdıkları Generation adlı kitaplarında, Amerikan tarihinin kuşak türleri ve yinelenen ruh dönemleri, kuşak eğilimlerini inceleyerek, bu bulguları dünyanın değişik ülkelerinde yaptıkları araştırmalarda benzer döngüleri belirleyerek kanıtlamışlardır. 1993 de "13th Gen" adlı kitaplarına 1961 ve 1981 yılları arasında doğan kuşağı incelediler. 1997 yılında "The Fourth Turning" adlı kitapları bir Amerikan kehaneti olarak değerlendirildi. 1999 yılında "LifeCourse Associates" adı altında kar amacı gütmeyen bir danışmanlık şirketi kurarak, tarihin belirli bir döneminde belirli bir yaş grubunda insanların inanç, tutum, değer ve davranışlarını inceleyerek, kuşaklar arasındaki çözümlemeler aradılar. 2000 yılında "The Next Great Generation" da, 2000 lise mezununun sınıf, yaş, gelişim, nesil ve kişilik özellikleri incelenmiş, "Millennials" adını verdikleri bir sonraki büyük nesli anlatmışlardır. 18 Aralık 2007 tarihinde, William Strauss'un 60 yaşında Pankreas kanserinden ölümünden sonra en yakın dostunu kaybeden Neil Howe LifeCourse Associates'ı genişletmek ve kuşaklar arası iletişime yeni açılımlar getirebilmek amacıyla, çalışmalarına devam etmiştir. Howe her yıl yaklaşık 60 kolejde sık sık özel atölye çalışmaları yaparak araştırmalarını sürdürmektedir.
1960 ve 1970'li yıllarda doğanların oluşturduğu X kuşağı, kariyer düşkünü, geç evlenen, büyüklerine oranla daha fazla eğitim almış ancak okumak ve fikir paylaşmak yerine bol bol film, video ve TV seyrederek büyüyen, insancıl değerlere önem veren, giyim kuşama dikkat eden, sözünü sakınmayan, mesleğinin hakkını veren, mücadeleci, değişime kolay ayak uyduran, alternatif yaşam seven insanların kuşağıdır.Bu kuşak, Vietnam savaşı sonrasında, çoğunluğu ekonomist olan, aralarında masonlarından tutun, dünya'nin dört bir yanındaki ülke insanlarının bir nevi topluca yarattığı dünya'nin ilk global kuşağıdır.
1981'den itibaren dogan kusak, Strauss ve Howe tarafindan "Y Kuşağı" olarak tanimlanir.Bu dönemlerde doğmuş insanlara teknolojik olarak daha fazla imkan sunulmuştur. Ebeveyinler poker, tavla gibi oyunlar oynarken; Y kuşağı bilgisayar oyunu oynamaktaydı. Gameboy'lar, Atari'ler, bu dev kuşağın statüsü altında desteklenen oyunlardan sadece birkaçıydı. Bu tarz şirketlerin hiçbiri, gelişim süreçleri döneminde ülkelerine tek bir kuruş vergi ödemediler. İletişim konusunda da gerek telefon, gerek cep telefonu, gerek interaktif dünya'nın temellerinin atılmasının sebebi Y kuşağı olmuştur. Bu nesin en belirgin özellği 18 yaşına gelmeden önce bir telefon sahibi olamabilmeleriydı. 1995 - 1998 yılları, yeryüzünde medeni olan her ülkede Y kuşağı bireylerinin bir telefon sahibi olduğu dönemi temsil etti. Bunun yanı sıra, televizyonculukda ve sinemada da global olarak yeryüzündeki tüm kültürlere önem verildi. Böylece insanların birbirlerini daha rahat anlaması için bir taban oluşturuldu. Bill Clinton da bu kuşağın temellerini oluşturan ve uygulanmasında öncülük etmiş dünyaca ünlü liderlerden sadece biridir.
Medenilik konusunda, insanlara verilen eğitim doğrultusunda yetkinleşen bireylerin daha az vahşi kaldığı tesbitinden hareketle işyerlerinde, statü olarak kabul görmede daha önceki kuşaklarda olmadığı kadar eğitim önem kazandı. Daha öncelerinde master veya doktora yapmış insanlar oldukça az iken, Y kuşağı için master, yapılması gereken; doktora ise yapılması halinde büyük kolaylık sağlayıcı etken olmuştur.
Teknoloji konusunda, Y kuşağına ait herkes yaşamları süresince dünyanın teknolojik olarak ne kadar çok ilerlediğini görmüştür. Teknoloji marketine hergün yeni buluşlar, yeni kolaylıklar, yeni ürünler sunulmaktadır . Bu da Y kuşağını her zaman bir adım sonrasında düşünmeye itmiştir.
Z Kuşağı (Generation Z ) 2001′den sonra doğanlar tarafından temsil edilir. Diğer adlari ise "Millenial Generation"dır. Bugün henüz çok küçük olan bu kuşak bireyleri neredeyse doğdukları andan itibaren iPhone, iPad, iPod gibi yüksek teknoloji ürünlerini kullanmaya başlarlar. Nano teknoloji ürünleri yakın bir gelecekte günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelecek.
Tabi bu durum X kuşağı ile Z kuşağı arasındaki uçurumu gittikçe arttırıyor. Dolayısıyla hızlı bir ivmeyle artan bu uçurum kuşaklar arasında iletişimi ve anlaşmayı zorlaştırıyor hatta gezi parkında örneğini yaşadığımız sonuçları getiriyor. Hele bu kuşak dönüşümlerinden nasibini alamamış, hala bir kuşak geride kalmış emekleyen kısmı düşündükçe. Az geişmiş ülkelerin ve demokrasilerin en büyük yarası bu bence değip sosyolojik bir sonuç çıkarıyorum. Bilmem katılır mısınız?
Tabi bu durum X kuşağı ile Z kuşağı arasındaki uçurumu gittikçe arttırıyor. Dolayısıyla hızlı bir ivmeyle artan bu uçurum kuşaklar arasında iletişimi ve anlaşmayı zorlaştırıyor hatta gezi parkında örneğini yaşadığımız sonuçları getiriyor. Hele bu kuşak dönüşümlerinden nasibini alamamış, hala bir kuşak geride kalmış emekleyen kısmı düşündükçe. Az geişmiş ülkelerin ve demokrasilerin en büyük yarası bu bence değip sosyolojik bir sonuç çıkarıyorum. Bilmem katılır mısınız?
Bu arada malum biber gazından ben de etkilendim. Tam o anda İstiklal Caddesindeydim ve insanlar çığlık çığlığa kaçışırken ben de kendimi dışardan farkedilemeyecek kadar az göze batan Galatasaray'dan Tünele doğru giderken sol tarafta San Antuan kilisesinden içeri attım. İçerisi serindi ve bir ilahi sesi geliyordu. Sıralara oturdum. Müziğin ilahi sesiyle birleşen gücü korkularımı aldı götürdü. Sonra düşündüm dinlerin görevi insanları huzura, sevgiye, iyi ahlaklı olmaya yöneltmek ise bugün İstanbul'da yaşananlar için söylenecek çok şey yok. Sadece durup biraz düşünmeli.
Read more:
www.en.wikipedia.org/wiki/Strauss%E2%80%93Howe_generational_theory
http://www.lifecourse.com/
Çok önemli bir paylaşım olmuş sevgili Defneciğim..Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor, duyuyoruz 'Y Kuşağı' kavramını.. Bendeniz yıl olarak 'x kuşağı'içinde yer alıyorum. Ama teknolojiye olan ilgimiz dolayısı ile Y kuşağının gerisinde olmadığımızı düşünüyorum. Onlar dünyaya gelirken daha ileri teknoloji ile gözlerini açtıkları için..Avantajlılar elbette.. Biz çok ama çok çalışarak bir yerlere geldik! Onlar ise hazıra kondular ve oturdukları yerden sahip oldukları bu ayrıcalıklarının kıymetini belki önce ayırdına varamadılar.. Uzun bir suskunluk ve tepkisizlik halinden sonra tüm yurda yayılan ve herkesi, kedere, öfkeye, endişeye ve esefe boğan gelişmelerden -ortaçağ argumanlarından- sonra..nihayet o güne kadar tepkisiz kalan gençlikte, y kuşakların da büyük bir uyanış, diriliş yaşandı. Bu dirilişe Türk Milleti ayağa kalkarak destek verdi. Zaten son 2/3 yılda eylemler memleketin dört bir yanını sarmıştı.. Köylüsü, emekçisi,öğretmeni, öğrencisi, doktoru, avukatı inanılmaz haksızlıklara maruz kalırken..direniş her yerde idi!. Şimdi bu güçlü halk hareketini hiç bir şey durduramaz!. Çünkü bu halk hareketi gençliğin ince zekası ile bambaşka bir dirence dönüştü artık..
YanıtlaSilÜlkenin en kırılgan ve sarsıntılı yılllarını yaşamış olan X kuşağını...onların yetiştirdiği, bilinçli, zeki Y kuşağını ve z kşağını yürekten tebrik ediyorum. Atatürk gençliği var oldukça bu kutsal topraklarda Türk bayrağı ilelebet dalgalanacaktır.
Teşekkürler, sevgilerimle Defneciğim..
İyi haftasonları dilerim..
Çok güzel özetlemişsin Esinciğim. Ellerinde karanfiller yürüyen gençlerimiz yine şiddet yine öfke yine düşmanlıkla karşılaştılar. Oysa birbiri anlayabilen anlamak için çaba gösteren bir düşüncenin açamayacağı kapı yoktur. Bir olmanın olabilmenin anlamını bir anlayabilsek, menfaatlerimizi, çıkarlarımızı bir defacık kenara koyup, dillenmemiş seslere kulak verebilsek huzur, kardeşlik, eşitlik, özgürlük herkes için gelecek. ben namaz kılan kardeşimin, yağmurda ıslanmaması için şemsiyede tutarım. Yeter ki o da benim özgürlük alanıma göz koymasın. Yıllarca değişik kültürleriyle farklı etnik kökende insanlarımızın enfes bir lezzet oluşturdukları ortak kültürümüz niçin bizim hepimizin zenginliği olmuyor da lokalleştirilmeye çalışılıyor bencilleştiriliyor? Anlamak çok zor. Bu bilinci aşılamak hükümetin en büyük görevi eğer TC ni bir yapmak istiyorsa. Yoksa amacından şüphe etmek ve karşı çıkmak benim TC vatandaşı olarak en büyük hakkım. Çünkü ben çocuklarımın o ülke o vatan.Ve bir olmasını istiyorum.Teşekkürler Esmircim. Bu inançla barış kardeşlik özgürlük ve eşitlik getireceğini umut ettiğim kandilini kutlarım.
YanıtlaSilEsin hanımın sözlerine de katılmamak elde değil.. bloğunuza iade-i ziyarete geldim, iyiki de gelmişim... Sırf sağdaki paylaşımlar bile (farinelli kardeşlerin filminden kesitler hele de) bu sayfada uzunn uzun vakit geçirmeme yetecek gibi. Elinize sağlık.. sevgiler..
YanıtlaSil