6 Eylül 2013 Cuma

Kargodan Çıkanlar



Godot'u Beklerken; Samuel Barclay Beckett



Ütopya; Thomas More 
Aradan neredeyse 500 yıl geçmesine rağmen, insanlığa, bütün dillerde taht kuran “Yok-ülke ” anlamındaki “ütopya” kavramını armağan eden ve eseri Ütopya'yı yunanca qu (değil) ve topos(yer) sözcüklerinden türeten More, olmayan yer anlamına gelen sözcüğü, bütünüyle akıl yoluyla yönetilen ortak mülkiyete dayalı bir kent devleti hayali olarak kurgulamış.

Kriton, Platon 
Kriton yunan filozof Platon tarafından yazılmış, şehrin tanrılarına inanmayışı ve gençlerin ahlakını bozması gerekçesiyle yargılanan Sokrates’in davası sonucunda çıkan idam kararının ertesinde, öğrencisi aynı zamanda onunla yaşıt ve onun gerçeklerine ulaşamamış bir arkadaşı olan Kriton’un onu hapisten kaçmaya ikna etmeye çalışmasını konu alan bir diyalog.

Bütün Yapıtları(Kağnı,Ses,Esirler), Sabahattin Ali
Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözlerini dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilade görmeye mecbur kalmak az azap mıdır?

Ölmeye Yatmak, Adalet Ağaoğlu
Yazar, Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi (1979) ve Hayır(1987)’dan oluşan Dar Zamanlar üçlemesinde,1938’den 1980’lere uzanan dönemin toplumsal, politik dönüşümlerini, aydınlar arasından seçtiği karakterlerin kimliklerine yönelik sorgulamalarıyla  Ölmeye Yatmak romanında ,merkeze koyduğu kimlik olgusunun, karakterlerin arayışlarını, sorgulamalarını yansıtmaktadır.

Toplu Öyküler (Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç), Nezihe Meriç
Kendisine "nezim" diye hitap edilmesinden hoşlanan,  şiirsel bir anlatım tarzı olan, çağdaş türk edebiyatının ilk kadın öykücüsü. Eşsiz anlatımı, üretkenliği ve yaşam sevinciyle örnek alınması gereken bir eebiyatçı.

Semaver, Sait Faik Abasıyanık
"Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu. semaver ne güzel kaynardı." 
Gene isimsiz insanların mütevazı düşleri, duyguları, umutları. Sait Faik, “Semaver” adlı eserinde dönemin bozulan ve aksayan yönlerini eleştirici bir tarzda kaleme almıştır. İlk hikâyelerinde, olaylara toplumsal bir açıdan bakarak, gözlemci gerçekçiliğe yöneldiği görülür.
"Namuslu adamdı Sait Faik, ömrü boyunca namuslu kaldı. Yalnız namuslu olmakla yetinmedi, insanları değerlendirmede en başta namus ölçüsünü kullandı. (...) yazış tarzında da gene ömrünün sonuna kadar namuslu kaldı. Hiçbir zaman şaşırtma yoluyla, büyük laflar ederek, büyük davaların savunucusu görünerek ilgi ve alkış toplamaya kalkışmadı... Süsleyip, püslemek küçüklüğüne düşmeden düpedüz söyledi..." Yaşar Nabi
"...Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir."
diyen büyük yazarın; ilk kez 1936 yılında yayımlanan hikaye kitabı Semaver yeniden gözden geçirilerek yayına hazırlandı.

Bütün Şiirleri, Orhan Veli
Garip akımıyla Türk şiirine yepyeni bir soluk getiren, Orhan Veli, Bütün Şiirleri ile Yapı Kredi Yayınlarında. Bütün Şiirleri, Orhan Veli'nin Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi ve Karşı adlı şiir kitaplarındaki şiirlerin yanı sıra, kitaplarına girmeyen ve sağlığında yayımlamadığı şiirlerinden oluşuyor. 

Liste tamam kargodan bugün geldi siparişimiz. Bunlar benim tercihim değil, kızımın bu sene okuyacağı kitaplar. Ancak ben ondan fazla özendim. Elimdeki bitirince sıraya girecekler. Tartışma ve düşünce fırtınası yaratamak için bulunmaz fırsat.

14 yorum:

  1. Ütopya iki adet kitaplığımda, en son Vedat Günyol çevirisiyle yeniden basılınca,yeniden almıştım ben de...
    Dar Zamanlar Üçlemesini okuduğumda henüz lisedeydim. O yılların tam bir Türkiye panoramasıdr aynı zamanda... Umarım üçünü de okursunuz.

    Semaveri yeniden okumak için yandım tutuştum desem inanın.

    Sevgilerimle keyifli okumalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Lalecim. Okumak ayrı bir keyif, yarattığı düşünceleri tartışmak ayrı. Hele kargodan gelen kitap dolusu kutuyu açmak, o kitap kokusunu duymak çok ayrı. Bazen sadece o kokuyu duymak için kitapçıya girer, saatlerce içime çekerim.
      Klasikler aynı eski şarkılar gibi. O kadar çok şey var ki söylediği. Unutmamak gerek onları. Aynı eskiden kulağında kalan bir melodiyi dinler gibi keyif verir insana eski klasikler.

      Sil
  2. Godot'yu Beklerken

    Ne hazin bir öyküdür.
    Sonuçsuz bir bekleme eyleminin derin derin sızısını hissetmek. Gelmeyeceğini bile bile.. Yaşamlarımızda Godot'yu bekleyenlerden biri olduğumuz anlar çok da az değil hani. Avangart olarak nitelendirilen bir yapıtın hızla klasikleşmesi bundandır belki de. İlk okuduğumda da son okuduğumda da bir gram eksilmeden aynı duyguları hissetiren bir kitap. Evet, yaşamımın farklı dönemlerinde üç kez okudum. Oyununu izlemedim.

    Kargonuzdan çıkan kitapların bazılarını okudum ama hepsinden söz etmeye kalkarsam bu yorum uzunluğu ile iç bayıltıcı olacaktır. Sustum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke anlatsanız. Kimse okumazsa bile ben okurdum seve seve. Keşke bir kitap klübü kursak sanalda, sonra paylaşsak. Artık üniversite derslerinin bile sanal olduğu düşünüldüğünde, böyle kitaba meraklı bloggerlar için olabilir mi acaba? Çok da güzel olmaz mı? Ben çok eskiden okumuştum. Genco erkalın sanırım tiyatroda oyunu oynamıştı. Gidememiştim. Çok istememe rağmen. Ancak çoğu zaman şartlanmalar sonucu anlamsız olduğunu düşünmeden olacağını bekleriz bazı şeylerin. Biraz düşününce, aslında ne kadar şartlanmış olduğumuzu anlarız. bu olimpiyat oyunlarında ben yaşadım bu hissi. O kadar inandırdık ki kendimizi olimpiyatların İstanbulda yapılacağına, hiç düşünmedik, sporda ne kadar başarılıyız, kaç altın madalyamız var, altyapısı nasıl sporun, İstanbul bunu kaldırabilir mi? Maliyeti nasıl karşılanır. Sadece olimpiyatları almaya şartlanmıştık oysa. bekledik Godot gelecek diye:(( Aslında kitaplar yaşamın şifrelerini çözmemizi de sağlıyor. Ben de yoruma cevabı kessem iyi olacak. Çok teşekkürler Begonvilli Ev.

      Sil
  3. Kargodan çıkanların bir kısmı aşina, keşke hepsi aşina olsaydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümkün mü? Keşke olabilse, ne yeni çıkanlara yetişmek mümkün ne de kaçırdıklarımıza. Ben de bazen deli gibi yetişmeye çalışıyorum çıkanları kaçırmayayım diye ama son yıllarda özellikle yerli romanlar ve yazarlar o kadar çoğaldı ve o kadar muhteşemler ki, hep okumak için elimdekinin bitmesini beklemekten acele etmekten alıkoyamıyorum kendimi yine de hep okunacak yeni romanları gördükçe pes ediyorum. Nafile bir çaba tabii.Teşekkürler yoruma sevgili Mehmet Osman Çağlar.

      Sil
  4. harikaymış bu kitaplar
    keyfili okumalar diliyorum
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler maviAnne, kutlamak lazım gerçekten Edebiyat hocalarını, çok iyi kitaplar seçmişler. Üzerinde çok düşünüp, yeni pek çok şey öğretecek yerli ve yabancı yazarlar. Kızımı bilmem ama ben keyifle okuyacağım.

      Sil
  5. Kargodan çıkan kitaplar...Harika bir duygu öyle değil mi Defineciğim..Hepsi birbirinden değerli yazarlar ve eserlerini, anne-kız okuyacak olmanız ise sonrasında yapacağınız beyin fırtınası için ayrı bir heyecan olacaktır..

    Keyifli okumalar diliyorum..
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de nasıl keyifli Esinciğim. Kimi kutuyu açınca tek taş pırlanta ile mutlu olur, beni mutlu edecek en güzel hediye kitap ve çiçektir. Bizimkiler bunu çok iyi bildikleri için hediye almakta hiç zorlanmazlar:))
      teşekkürler keyifle okuruz ve yakalarsam kızımı tartışmak isterim tabii, sonrada hayretle ne zaman o kadar büyüdüğüne şaşıp kalırım:))

      Sil
  6. Çok güzel kitaplar Defne Hanım, kızınızla kitaplar üzerine konuşmak ne keyifli olur, ben de annemle yaptığım kitap sohbetlerinden büyük keyif alıyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel Erenciğim. Umarım aynı keyfi kızımla ben de yaşarız. Sevgiler.

      Sil
  7. Kitaplar ne güzel değil mi... Okumaya daha çok zaman ayırsak keşke... :)
    Bir de Zeynep Hanım eğlenceli yorumlarınızı özlettiniz, bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  8. Teknolojinin zaman yaratır sözünü ben kendi yaşamımda doğru bulmuyorum pasif bir sosyalleşme veriyor insana ve oturduğunuz yerin şeklini alıyorsunuz. Üstelik alışkanlık yapıyor. Kalkamıyorum klavyenin başından kitap okumak için zaman yaratayım. Bu konuda kendimi önce terbiye etmem lazım. Teşekkürler yorumunuza. Ylnız zeynep hanım kim?

    YanıtlaSil