Issız bir adaya düşerseniz yanınıza almak isteyeceğiniz üç şey nedir? geyik sorusunun cevabını düşünmeyen var mı aranızda? Ama şu anda düştüğünüz bu ada ıssız bir ada değil.Yanınıza almak için düşündüğünüz termometre, yağmurluk paraşüt gibi nesneleri düşünmeden, düşüncelerinizdeki ağırlıkları atıp, bu ada da zenginleşeceksiniz. İyi ki geldiniz.Hoş geldiniz
9 Ekim 2013 Çarşamba
Beyninizi Yönetebilmek Hayatınızı Yönetmektir.
Sonbaharın gelişiyle pekçok insan gibi benim de duygusal dünyamda inişler yaşadığımı itiraf etmeliyim. Güneş işiğının depresyonu azaltmaya olan etkisinden yararlanmak için tam anlamıyla yakalamaya çalıştığım şu günlerde bu pek kolay olamıyor zira güneş ışığıyla kovalamaca oynamak yaşı benden geçmiş. bu duruma alışmaya çalışmayı beklemek de çözüm gibi gelmiyor bana. O halde ne yapmalı ?
Davranışlarımızın temelinde duygularımız, düşüncelerimiz,deneyimlerimiz,önyargılarımız,kültürel ve bireysel alışkanlıklarımız yatıyor.Beynimizde ise bu faktörleri içinde bulunduran iki merkez var. Duygusal yani limbik ve mantıksal yani neokorteks beyin. Her ikisininde davranışlarımızı etkileyen faktörlerin ağırlık durumlarına göre güçlü oldukları durumlar sözkonusu, bu da hareketlerimizi daha doğrusu aldığımız kararları etkiliyor. En istenilen durum her iki beynin de dengeli bir ağırlıkta çalıştığı durum.
Fakat Duyusal beyin en anlaşılması zor durumlarda bile bir bilgisayar ağı sistemi gibi son derece hızlı bir yol bularak ancak bilinçli olmayan bir şekilde çalışarak hareket etmemizi sağlıyor. Bu hareketi oluşturmada beyin daha önceki tecrübelerimizi yani deneyimlerimizi, önyargılarımızı ve modellemelerimizi kullanıyor. Yani hafızaya (belleğe) yükleniyor. Bellekte yer alan tüm bu faktörlerin bizi tatmin edecek sonuca götürmesi mümkün olmasa bile bir saniyeden bile kısa süren bu süreç sonucunda oluşturduğumuz hareket bizi tatmin etmişse, beynimiz bizi dopamin salgısıyla ödüllendiriyor.
Mantıksal beyin ise son derece komplike bir sistem. Karşılaştığımız durum karşısında farklı açılardan değerlendirme yaparak doğru kararı almamızı sağlıyor.Bu süreçte gereksiz durumları elimine edip ilgili olanları derinlemesine inceleyebiliyor. Beynin mantıksal merkezinin duyusal merkez üzerinde kontrol etme özelliği de bulunuyor. Ancak her mantıksal beyin çok fazla enformasyonla karşılaştığında bunları tam olarak ayrıştırabilme yeteneğine de sahip değil. Ne yazık ki çok çabuk yorulabilmekte ve görevi tekrar duyusal beyin merkezine devretmekte.
Neticede harekete geçmemizi doğuran bilişsel ve duygusal algıların sonucunda beynin talimatıyla salgılanan hormonların asıl görevi beynin farklı bölgeleri arasında bağ kurabilmek. Nörotransmitter olarak bilinen bu hormonlar dopamin, serotonin ve norepinefrin.
Dopamin zevk veren durumlarda yada sonuna ödül konmuş süreçlerde salgılanıyor demiştim.Yani iyi bir hareket yaptığımızda beynimiz bizi dopamin ile ödüllendiriyor. Seratonin hafıza ve öğrenme süreciyle ilgili bir hormon. Ayrıca beyin hücrelerinin yenilenmesine yardımcı oluyor. Mutluluk hormonu olarak bilinen bu kimyasalın eksikliğinde, öfke, endişe kaygı, panik gibi duygular hissediliyor.Norepinefrin ise stresi kontrol altında tutarak, duygusal durumu kontrol altında alan bir hormon.
O halde duygularımızı kontrol altına alarak, değiştirmemiz mümkün. Bu durumda o duyguyu oluşturan düşünceyi değiştirmemiz gerekiyor. Üstelik ilerlemiş teknoloji duyguları kayda geçirip, bunları gerekli yerde kullanmamızı sağlayan cihazlar geliştirmiş. Örneğin Emotiv firması basit bir alet yardımıyla, sadece düşünceleri kullanarak bilgisayar oyunu oynamakveya bir tekerlekli sandelyeyi hareket ettirmek hayalini gerçeğe dönüştürmüş. Ayrıca bu cihaz sayesinde duygularımızı tanıyıp, adlandırmak ve tanımak imkanını yaratıyor.
Bir diğer ileri teknoloji ürünü Neurosky tarafından üretilmiş duygu tanıma seti. Örneğin, odaklanmış, rahat, korku duymuş ya da harekete hazır gibi sinyalleri ileten bu sistemin eğitim amaçlı kullanılması hedefleniyor. Her ikisi de beyin dalgalarını ölçüyor, sinyallere çeviriyor ve bir alıcıya aktarıyor. İnsanın içgüdüsel duygularının bu teknolojiyi hangi amaçlara yönelik kullanabileceğini gelin siz düşünün artık.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok ilginç bir yazıydı gerçekten Defne Hanım, beyinin sırları hala tam olarak çözülebilmiş değil ama yeni bilgiler ortaya çıktıkça sizin bahsettiğiniz gibi kim bilir ne ürünler de yapılacak.., sevgiler:)
YanıtlaSilÇok bilgilendirici bir yazı olmuş.Paylaşım için çok teşekkürler.
YanıtlaSilHep söylüyorum, doğru düşünce sistemi ilkokuldan itibaren okullarda ders olarak cocuklara öğretilmeli. Eminim ki hayatlarında cok şey degisecektir. Sevgiler şevgili Defne.
YanıtlaSilharika paylaşımlar :)
YanıtlaSil