24 Ağustos 2010 Salı

Yaşam Bir Senfonidir


Müzik, zekanın kavrayabildiğinin, sözcüklerin anlatabildiğinin çok daha ötesine geçebilen, düşlerin dilidir. Ve bu dili konuşan insanlara tanrının bağışladığı en büyük zenginliktir.

İnsan ruhu üzerinde en derin etkiyi bırakan, dili, dini ayrı insanları aynı ezgide birleştirecek güce sahip olan bu sihir, insandan insana uzanarak evrensel bir dil oluşturur. Her kültür, insanı ele alarak bu tek dili kullanıp, tutkularını, hislerini, aşklarını, sevgilerini, hüzünlerini, coşkularını notalara dönüştürerek ifade eder. Anadolu'da türkü, Amerika'da blues, İspanya'da flamenko, Fransa'da şanson,İtalya'da napoliten, Arjantin'de tango, Portekiz'de fado, Yunanistan'da rebetikodur ama ortak dil hep aynıdır. Çünkü müziğin öznesi yaşamdır...Yaşamsa bir senfoni.

Duyu organları yolu ile çevreden gelen uyartıların bazıları çocukluk yaşlarından başlayarak bilinçdışı ve bilinçaltı hazinelerimizde yerleşir. Kulağımızda annemizin bebekken söylediği ninnilerin tınısı, rüzgarın, dalgaların sesi, yaprakların hışırtısı,yaz mevsiminde öten bülbüllerin hoş seslerinin yarattığı sihirli müzik, iç varlığımızı okşar, ruhumuzun müziğini bulmamızı sağlar.

Ruhumuzun müziği içimizdedir. Asıl olan gerçek müziği çözebilmektir. Ancak o zaman evren ile aynı frekansa ulaşır, yaşamımızın senfonisini yakalayabiliriz. Tıpkı doğa gibi yormadan tatlı tatlı.

Ben müziksiz bir hayat düşünemiyorum... Ya sizler?

2 yorum:

  1. Müzik Nehir'in gıdası sloganıyla devam ediyor hayat bizim evde:)
    Sevgiler
    Eylem

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Eylem,
    Ne mutlu size ki ruhunuzun müziğini yakalamışsınız. Uğrayacağım müziğinize eşlik etmek için. En içten sevgiler benden de size.

    YanıtlaSil