Issız bir adaya düşerseniz yanınıza almak isteyeceğiniz üç şey nedir? geyik sorusunun cevabını düşünmeyen var mı aranızda? Ama şu anda düştüğünüz bu ada ıssız bir ada değil.Yanınıza almak için düşündüğünüz termometre, yağmurluk paraşüt gibi nesneleri düşünmeden, düşüncelerinizdeki ağırlıkları atıp, bu ada da zenginleşeceksiniz. İyi ki geldiniz.Hoş geldiniz
4 Aralık 2010 Cumartesi
Kitap Kulübü
Hiç düşündünüz mü düşünmek, okumak, konuşmak ve yazmak birbirinden ayrılmaz dört arkadaştır.Biri olmazsa diğeri boynu bükük kalır. Okuma en önden gider. Acelecidir çünkü. Okumayı seven için okumak bir aşktır. İnsanı içine çekiverir. Okudukça akıl, kalp, hayal dünyası, vicdan harekete geçer, okudukça düşünür, düşündükce yine okursun. Çünkü okumak bir davettir; düşünmeye, arkadaşlığa, konuşma ve yazma isteğine. Konuşma sayesinde insanlar birbirlerine akıl ve kalplerini açar, duygu ve düşüncelerini sunar, sevgi ve bilgi verirler. Yazmak ise aklın ve kalbin açılıp genişlemesidir. Duygu, düşünce bilgi tohumlarını fidan vermek üzere bereket tarlasına ekmektir. Aslında yazmak, bir bakıma konuşmadır da. Hepimiz biz bloggerlar harfler, heceler, nokta, virgül, soru işareti hatta ünlem ile konuşmuyormuyuz? Sonuçta ortaya çıkan zenginlik hepimize yaşama sevinci veriyor.
Bugün sizlere kitap kulübümüzden bahsetmek istiyorum.3 senedir devam eden kitap okumaya aşık 8 arkadaştan oluşan harika bir kulüp bu. Buluşacağımız günü sabırsızlıkla çeker olduk.Birlikte seçip o ayın kitabı olmasına karar verdiğimiz kitabı sadece okumakla kalmıyor, kulüp üyelerinin her birinin bakış açısıyla değerlendirip, yazarın düşüncelerine 180 derecelik bir yelpaze açıp, okurken kaçan noktaları tek tek yakalıyoruz.Böylece bir kitap 8 ayrı akılla irdelenmiş, değerlendirilmiş oluyor. Bu 3 sene zarfında o kadar hayatımın içine girdi ki kendimde hissettiğim değişimleri hisseder oldum. Biraz kitaplarla yolculuk serüvenimize katılan kitaplardan bahsedersem, Gustave Falubert'in Madame Bovary'si, Anton Chekov'un Bozkır'ı, Gogol'un Ölü Canlar'ı, Sofokles'in Oedipus'u, Afgan Yazar Halit Hüseyin'in Uçurtma Avcısı, Irvin Yalom'dan Nietzsche ağladığında, Ingeborg Bachmann'dan Malina, Türk edebiyatının başucu kitaplarından Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi, Tomris Uyar'ın Dizboyu Papatyalarını, Ece Temelkuran'ın Muz seslerini,Ayşe Kulin'den Umut ve Veda, Orhan Koloğlu'dan Aydınlarımızın Bunalım yılı 1918'i, Elif Şafak'tan Baba ve Piç, Aşk Ve Siyah süt'ü, Füruzan'ın 47'liler kitabını, Sevgi Soysal'dan Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'ni,- benim çok sevdiğim yazar- Filistin sorununun ele alındığı Kenize Murat'ın "Toprağımızın Kokusu" nu ve daha nicelerini iredeledik.
Insan kitap okumazsa gün gelir, noktasını, virgülü kaybeder, cümleler içinde harfler birbirine karışmaya başlar. Okumayan beynin ürettiği düşünceler paslanarak, kullanılabilir olanlar gittikçe azalır. Günler geçtikçe, soru işareti, ünlem ve nokta da kaybedilir.Çünkü kitap okumak bir aşktır.Her aşkta olduğu gibi beslenmezse körelir.
Geçen gün seyrettiğim ve büyük keyif aldığım The Jane Austen Book Club isimli filmi ki kitabı olduğunu da öğrendim, bir başka blog yazısına bırakıp şimdi tekrar okumaya ve düşünmeye dönmek istiyorum sevgili dostlarım.Kısa zaman sonra görüşmek üzere gönül dolusu sevgiler,
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayın Soysal merhaba...
YanıtlaSilYazınızı okuduktan, çalışma odama girip sevgili kitaplarımın tek tek tozunu aldıktan ve onları sevgi ile okşadıktan sonra,bu kitap kulubü konusunun ne denli ciddi olduğunu daha da iyi anladım.Hele ilkokuldan kalma, bana hediye edilen ilk hikaye kitabımı yani;"Robinson Crusoe' yi görünce daha da duygulandım..
Umarım kulübünüz uzun ömürlü olur..
Selamlar
Aynı aşk bende de var.Kitaplarımın her biri ayrı bir dünyadır. Çokta değerlidir.Hepsinin bir hikayesi vardır.Ben okudukça o dünyalara girer gezerim.Dünyam büyür, dünyalar benim olur.Teşekkürler ağzı bozuk düşmanı blogcum.
YanıtlaSilBloguma hoşgeldiniz. Herzaman buyrun. Sevgiler.
YanıtlaSilÇok beğendiğim ve edebi anlamda kitaplardan uyarlanan kimi filmleri-ki onları da çok severim- size iletmek istedim.Kişisel listeyi uzatmak mümkün elbette ama ben,sadece bir kaç örnek vermeyi düşündüm.
YanıtlaSilSaygılar
.............................
Yazar İsim Yönetmen
Stephen King- Yeşil Yol Frank Darabont
Stephen King- Esaretin Bedeli Frank Darabont
Edmond Rostand-Cyrano de Bergerac Michael Gordon
Mario Puzo- Baba F.F.Coppola
Sevgili A.b.d. blogcum,
YanıtlaSilYeşil yol filmini izlemiştim.Çok etkileyiciydi.Özellikle beni çok etkileyen ve uzun süre düşündüğüm bir film olmuştu.Bu tabi yazar kadar en az onun yeteneğinde yönetmenin hüneri.Esaretin bedeli filmini seyretmedim ama Stephan King'in Kuşku mevsimi romanını okumuştum.Onun uyarlaması bir film galiba.Mario Puzo'nun Baba'sı ise Coppola'nın efsane filmini seyretmeyen yada bilmeyen yoktur herhalde.her üçü hakkında bilgim var ama Cyrano de Bergerac'ı izlemedim.Onu da en kısa zamanda seyredicem.Ben genelde filmini seyerettiklerimin kitaplarını okumazdım, yada kitabını okuduklarımın filmini seyretmezdim. Çünkü kitapta kendi kurguladığım hayali görselliği, yönetmenin gözünden seyredince hayal kırıklığı yaşardım.Mesela Yüzüklerin efendisinde, Varolmanın dayanılmaz hafifliği, da vinci şifresi ve sayamadığım pek çoğunda bu kırıklığı yaşadım ama şimdi öyle düşünmüyorum.Bir başka gözle yorumu beni meraklandırıyor.Sevgiler A.b.d
Sn.Soysal;
YanıtlaSilEsaretin bedeli-ki özgün adı;"Rita Hayworth and Shawshank Redemption" şimdiye kadar çevrilmiş,Kelebek'den sonraki en iyi hapishane filmi seçildi eleştirmenlerce ve haklılarda bence,izlemenizi öneririm.
Cyrano De Bergerac,inanılmaz bir tiyatro uyarlamasıdır, başroldeki Jose Ferrer'i dünyaya tanıtmıştır.Yüzüklerin Efendisi iyi bir örnek idi Edebiyat/Sinema için ama teknolojinin zaferi ide genelde... Da Vinci Şifresinde uyudum.Varolmanın dayanılmaz hafifliği ise,haklısınız hafif kalmıştı romana karşın ama ne edelim.İyi örneklerle yetinmek zorundayız, değil mi?
Merhaba...
YanıtlaSilKitaplar her zaman paylaşıldıkça değerine daha bir değer katar, benim de görüşüm bu yöndedir. Aylar evvel Kazuo Ishiguro'nun Beni Asla Unutma'sını okuduğumda nasıl da etrafımda bu kitabı okuyan birini aramıştım hatırlıyorum.
Blogunuzu da, bu yazıyı da yepyeni bir kitap klübu kurmaya hazırlanırken keşfettim, güzel bir tesadüf, denk geliş oldu. Biz de 7-8 arkadaş benzer bir arayışın, yani okumak, paylaşmak ve paylaşarak çoğalmak arayışının bir sonucu olarak böyle bir niyetteyiz.
jane austen'ın okumadığım kitaplarından biri Kitap Klubü, muhakkak okuyacağım.
sevgiler
Sevgili Zero, Ne mutlu kitaplarla yolculuk yapan biriyle daha tanışmak.Kocaman bir "Merhaba".Ne güzel, kitap kulübü kurma projeniz.Hemen hayata geçirin o zaman.Bu kulüp üyeliğine en çok sevindiğim.Adını verdiğim filmi mutlaka izleyin o zaman.Yada kitabı okuyun.Kitap Jane Austen'in değil ama.Jane Austen^'in kitaplarını okuyan ve bu kitaplarla hayatlarında değişiklikler yaşayan kişileri anlatıyor.Karen Joy Fowler yazmış sonra sinemaya uyarlanmış yada tersi.Sevgiler.Paylaşımınız için teşekkürler.
YanıtlaSilOkudukça ve seyrattikçe iyi örnekleri paylaşalım o zaman sevgili Ağzı Bozuk Düşmanı.Güzel paylaşımlarınız ve katkılarınız için teşekkürler.
YanıtlaSil