25 Mart 2020 Çarşamba

Corona Günleri



İnanılmaz, öngörülemez,hayale sığmaz bir deneyim yaşıyor insanoğlu 21. yüzyıla girdiğimiz bu dönemde. En büyük dağları ben yarattım edasında olan insanoğlu çıplak insan gözüyle görülemeyecek küçüklükte bir virüsün saldırısıyla tarumar olmuş vaziyette.


Benim de birkaç sene öncesine kadar çalıştığım firmada mermer ithalatı yaptığım Çin'in Wuhan kentinde başlayıp Avrupa, Asya, Avustralya, Amerika ve Afrika kıtasını etkisi altına alan Corona Virüsü(Covid19) şu ana kadar toplam 17.159 kişinin canını aldı. Bu sayı hergün katlanarak artıyor.Dünya genelinde pozitif vaka sayısı 381.499'a ulaşarak 350 bin sınırını aştı.
" Hayatınızı yavaşlatın. Risk ortamına girmeyin. Riski evinize taşımayın. Evde kalın. Hayat eve sığar" uyarılarıyla hepimiz evlere tıkıldık. temizliği abartarak yeniden yeniden öğreniyoruz.


Benim şehrimde bir tek martılar özgürce uçuyor. Hepimiz yaşadığımız bu kaygılı sıkıntılı korku dolu kaos döneminde evde endişe ve kaygı içinde hayatta kalıp sevdiklerimizi korumaya çalışırken bir taraftan trajik halimize diğer taraftan komik halimize bakarak, duygularımızın analizi yapmaya çalışıyoruz ama bir türlü işin içinden çıkamıyoruz. Sorunları çözmeye çalışırken, daha önce hiç deneyimlemediğimiz, önemi üzerinde düşünmediğimiz değerlerin farkına varıyoruz. Bir anda ortaya çıkan bir virüs nedeniyle hayatlarımız, planlarımız hayallerimiz darmadağınık oldu. Böyle bir süreçte psikolojik olarak güçlü kalmak hiç kolay değil. Evde hijyen sağlamak için marketten aldığımız kahve poşetini çamasır suyuyla yıkarken, bir anda yıkamanın gücüyle patlayıp bütün mutfağa saçılan kahveyi temizlerken. markete sipariş verdiğimiz torbaları içeri almadan önce yada kuryeyi kolonya ile dezenfekte ederken , sokakta yakınından geçmemek için karşı kaldırıma geçerken, yüzümüzde taşıdığımız maskeleri çıkardığımızda aynada yüzümüzde maskenin bıraktığı izi gördüğümüzde yaşadığımız duygu karmaşasının farkına varıyoruz. Yakın bir gelecekte bu gidişatta çoğumuz agorafobik ve OKB hastası olarak obsesif ve kompolsif davranışlar sergilemeye başlayacağız. Uzmanlar bu durumun adını koronafobi koydular. Sosyal medyanın çok daha yaygın ve kontrolsüz kullan ılması ise psikolojik hasarlara sebebiyet verecek etkiye sahip. Hepimiz corona virüsüne yakalanmasak bile yan etkilerine maruz kalmamız içten bile değil. Korktuğumuz kanser hastalığı bile yerini ruh kanserine bıraktı.


Bu günleri daha kolay atlatabilmek için her zamankinden daha çok birbirimize sevgiyle kenetlenmeye ihtiyacımız var.


İşte böylesi günler sürerken bizi bu yan etkilerden koruyacak, fiziksel rahatlamanın yanı sıra, psikolojik dengenizi kurmamızı sağlayacak ve hayatı eve sığdıracak şekilde küçültecek uğraşlar yaratmaya uğraşıyoruz herbirimiz...


Corona günlerinde arayış içindeyken ben de Mandala'yı keşfettim.


Keşişler yaptıkları yüce bir varlığa adadıkları Mandalayi tek üfleyişle dağıtırlarmış. Bu eylem herşeyin gelip geçici olduğunu ve dünya malının dünyada kalacağını bize hatırlatsın diye yapılırmış.

Sanskritçe "çember ve merkez" anlamındaki mandalalar Vajrayana Budizmi ile ilişkilidir. Günümüzde en genel haliyle evrenin bütününü ifade ediyor. Geometrik şekilleri bir araya getiren yuvarlak biçimlerden oluşarak, meditasyon için kullanılıyor.




Mandala boyamak odaklanmayı sağlayarak nefes alıp vermeyi düzenler. Ayrıca zihnimize hücum eden düşünce dalgalarını kırar.

Ben denedim gerçekten ruh halime çok iyi geldi. Deneyin derim.

Pratikte pek çok tanımı olmasına rağmen Özgürlük felsefede insanın, doğadaki ve toplumdaki nesnel gelişmenin yasalarıyla, zorunlukla olan ilişkisi; özellikle bu zorunluğu bilme ve ona pratikte egemen olma derecesi olarak tanımlanır. Yaşadığımız dünya üzerinde bugün anladığımız bir gerçek var ki, bedensel özgürlük elbetteki mutlu yaşamak için gerekli ama düşünce özgürlüğünü sağlayabilmek bedensel özgürlüğü sağlamak kadar kolay değil. Bugün sizden kilometrelerce uzakta bilmediğiniz tanımadığınız bir insanın öğle yemeğinde yediği bir yarasa yüzünden siz bedenen evlerinize hapsolmuş, kendiniz ve sevdikleriniz için hayatta kalma mücadelesi veriyor ve bedesel tutsaklık yaşıyorsanız bu bir insanın hayatının mesafeleri yok ederek diğer bir insanın hayatıyla ne derece bağlantılı olduğunu, bir kelebeğin çırptığı kanatların yarattığı girdabın, binlerce kilometre uzakta kasırgaya neden olabildiği gibi bir kişinin yarattığı kaosun kelebek etkisiyle büyüyerek size kadar ulaşabildiğini gösterir. Bugün yaşadığımız gerçek bize gösterdi ki herbirimizin hayatı bir diğerine bir puzzle'ın parçaları gibi bağlıdır. Her birimiz, insanoğlunun bilgiyle ürettiği bilimin bu sorunun üstesinden gelmesini, yaşadığımız tek yer olan dünyamızı ilgilendiren bu zorlu sürecin bitmesini sabır ve umutla bekliyoruz,vakti geldiğinde güzel günlerde ve sağlıkla ama bu kaostan ders alarak yeniden özgürlüğümüze kavuşacağımız günleri umutla ve özlemle bekliyoruz. Şimdilik hoşçalın ama evde kalın.