Deniz gören penceremden bakarken, boğazın mavi sularıyla akıp giden düşüncelerime penceremin dışında ektiğim çiçekler eşlik eder. Onların büyüme sevdalarına tanık olurum. Zaman zaman tomurcuklarıyla, yeni çıkan filizleriyle, kimisi de rengarek açan çiçekleriyle ruhuma huzur üflerler.
İşte o çiçeklerden biri geçen gün bana öyle bir süpriz yaptı ki, doğanın yaratıcılığı karşısında adeta şaşkına döndüm.
Seneler önce çokta değil şöyle 4-5 sene önce isterseniz alın diye toprağıyla kenara atılan bir garip kaktüsü, acıyıp eve getirmiştim. Öyle pek sevdiğim orkidelerim, menekşelerim gibi itina göstermeyip, penceremin önünde sukulentlerin yanına iliştirivermiştim. Öylece kah küçük küçük yavrular verdiğini gördüğüm, kah sulamayı unuttuğum onca yıllar sonra sanki bak işte ben burdayım dercesine inanılmaz güzellikte pembe renkli iki dal çiçek verdi bana kaktüsüm.
Önceleri pek anlamadım çünkü zaman zaman dibinden kendine benzeyen küçük yavrular veriyordu. Tepesinden çıkardığı iki top dikenli yuvarlağı yine yavru veriyor diye önemsemedim. Ama toplar gittikçe uzamaya başladı. Sonra anladım ki kaktüsüm çiçek vermeye hazırlanıyor
Açtım bilgi bankasını kaktüs hakkında yazılanları araştırmaya başladım. Araştırdıkça ilgim daha da arttı. Kaktüs adı yunanca 'dikenli bitki' anlamına gelen 'kaktos' kelimesinden geliyor. Oldukça ilginç bir yapıya sahipler. İki bini aşkın çeşidi var. Kaktüsler son derece dayanıklı ve yılın her döneminde tohum verebilme özelliklerinden dolayı türünü devam ettirebilen bir yapıya sahip. Su kaybetmemesi için diken şeklinde yaratılmış yaprakları, fraktal geometrik dizilişle etli gövdesi üzerine yerleştirilmiş bir ilahi dizayna sahip. Ana vatanı olan Kuzey ve Güney Amerika ve Meksika'nın çöl sıcağına dayanıklı yapısı sayesinde çok az su ile yetinebilir. Kurak bölgelerde oldukça sık rastlanan çiğ ve sis dağılmadan ve buharlaşma başlamadan önce dikenlerinin alt kısmında yer alan ve birer sünger görevini gören küçük tomurcuklardan faydalanarak havadaki suyu alabiliyorlar.
Kaktüsler, kültürler arasında çeşitli manevi anlamlara sahiptir. Sıklıkla zorluklar karşısında gücü, dayanıklılığı ve azmi temsil eden dayanıklılık sembolleri olarak görülürler. Amerika’nın keşfiyle Avrupa’ya gelen ilk kaktüsler, 15–17. yüzyıllarda sadece aristokratların seralarında sahip oldukları, inanılmaz kıymetli bitkiler haline gelmişler. Tıbbi araştırmalarda kullanılmışlar. Peru’daki İnka ve Meksika’daki Aztek uygarlıklarında ise kaktüsler asırlardır hep baş tacı edilmiş.
Orta Aztekler, çiçek açan bir kaktüsün uğurlu olduğuna inanırlar.. Onlara göre açan kaktüs çiçeği iyi şansı simgeler ve çiçeği açtığında sahibine iyi haberlerin geleceğini müjdeler.
Bu inanç bir efsaneye dayanır. Efsaneye göre, Saveş ve Güneş tanrıları , yurtlarından sürülen göçebe Azteklerin, ''kaktüsün üzerine tünemiş ağzında yılan tutan bir kartal gördükleri'' yere yerleşecekleri ve yeni şehirlerini orada kuracaklarını bildirmiştir. Aztekler Texcoco Gölü’nün ortasındaki küçük bir adada kaktüsün üzerine tünemiş ağzında yılan tutan bir kartal görürler. İşte orası bugün Meksika'dır. Mexico City’nin bayrağındaki kaktüs figürü bu efsaneye dayanır.
Benim kaktüsümün türü Selenicereus anthonyanus, güney Meksika'ya özgü bir kaktüs türü. Selenicereus adı, Yunan ay tanrıçası Selene'ye bir göndermedir. Çiçekleri bir gecede açtı ve sadece 24 saat canlı kalabildi. Beni en mutlu eden bilgi ise :
Pembe çiçekler açan kaktüs mutluluğu ve neşeyi ifade eder.Çiçek açan kaktüsler yaşamsal kaktüs enerjisini hayatınıza getirir. Bu, hayatınızın doğurganlık , refah ve iyi şansla kutsanmış olduğu anlamına gelir.Kaktüs çiçeklerinin zihin üzerinde olumlu bir etkisi olduğu söylenir. Kaktüslerin çiçeklerini görmenin daha mutlu ve memnun olmanıza yardımcı olacağına inanılır. Feng Shui'de, bir pencereye veya arka verandaya yerleştirilen bir kaktüs, evinizi giren negatif enerjiden koruyacaktır.